,“Ben öncelikle 08 Haber gazetesine göstermiş olduğu duyarlılıkla yaptığı gerçek ve önemli haberler için çok teşekkür ediyorum. Artvin’in her yeri adeta şantiye alanına döndü. HES ler yollar, barajlar bizi birbirimizden koparma noktasına getirdi. Bugün Artvin’de akan her su, her dere HES inşaatları için satılmış durumda. Bizim deremizde satılma aşamasında. Deresi olan köyler bu bağlamda mağdur köyler durumuna düştü. Binlerce, on binlerce yıl evvel yatağını, vadisini oluşturmuş olan derelerimiz HES’ler yüzünden bir tünele aktarılıyor, Oradan Santrallere akıtılıyor. Derenin devamında vadi boyunca uzanan yerleşim yerleri susuz bırakılıyor. Hayvanlar, bitliler, böcekler,  derenin vadi boyunca sağladığı nemlenme kimsenin umurunda değil. Bu dereler bugüne kadar bizim idi. Artık bizim değil. Bütün derelerimiz Ankara’dan satılıyor. Ankara’dakiler bu derelerin buradaki önemini ne kadar bilirler ki?

 

KÖYÜMÜZE ÖLÇÜM İÇİN GELENELERE İLK MESAJIMIZI VERDİK!

 

Ben bizim Köye Aşağı Irmaklar Köyü’ne dönmek istiyorum. Köyümden bahsetmek istiyorum. 6 Kasım 2009 tarihinde köyümüze HES ölçümü için gelenler oldu. Deremiz henüz satılmamış. Ölçümünü yapacaklar, eğer ölçüler uygun olursa bizim deremiz de satılacak. Şu anda deremiz için 10 şirketin ilgilendiğini biliyoruz. Biz bu duruma şiddetle karşı çıktık. Köy halkının tamamı bu çalışmalara karşı olduğunu söyleyeyim. Ben bu köyün muhtarı Ümit Çelik olarak köy halkının yanında olmak görevimdir. Kaldı ki sade vatandaş olarak da buna şiddetle karşıyım.

DAMARLARIMIZIN İÇİNDEKİ KANI ALMAYA ÇALIŞIYORLAR

Köyümüzün oraya kurulmasının nedeni bu deredir. Eğer bu deremiz olmasa belki de köyümüz olmayacaktı. Şimdi bizim can damarlarımızın içindeki kanı almaya çalışıyorlar. Diğer HES’lerin yaptıklarını görüyoruz. Doğaymış, canlıymış, bitkiymiş, ekolojiymiş (Çevre bilim) çok umurlarında değil. Doğaya ağır tahribatlar veriyorlar. Etrafı kirletiyorlar. Ne için

2000 HES’İN KATKISI SADECE  (BİNDE İKİ)

İddiaya göre enerji için. Karadeniz Bölgesinde toplam 2000 HES yapılacak. Ancak yapılan araştırmalarda dereler üzerinde yapılan HES’ lerden ancak (binde iki)enerji katkısı sağlanabiliyor. Sadece binde iki.. Peki, enerji nakil hatlarından meydana gelen kaçağın yüzdesi ne kadar? % 24-ile &. Hazır elektriği verimli kullanmayacaksınız, bu kadar yüksek kaçağın önlenmesi için bir çalışmanız olamayacak, “binde ikilik bir enerji üreteceğiz” diye milyonlarca yılda oluşan doğayı sonsuza dek öldüreceksiniz.

 

HES’LER NÜKLEERDEN BETER!

Ben HES’leri Nükleerden daha tehlikeli buluyorum. Derelere yapılan HES’ler doğayı esir eden kelepçedir. Doğayı hapsetmekten başka bir şey değil. Oradaki canlıların yok olması ya da göç etmesi anlamını taşır. Biz Aşağı Irmaklar Köyü olarak köyümüzde HES’in yapılmasına şiddetle karşı çıkıyoruz. Zaten Ölçüm yapanlara biz bunu bir kez ikaz ettik. Özel kişilerin arazilerinde ölçüme izin vermiyoruz, vermeyeceğiz. Bunlar suyumuzu alıp Hısarlı’ Köyü’nden Tünelle Şavşat deresine bağlıyorlar.

TOPLAM KAR/TOPLAM ZARAR HESAPLANMAMMIŞTIR!

Bize “can suyu bırakıyoruz” diyorlar. Suyun % 10’nu bırakıyorlarmış. Bunu neye göre hesaplıyorlar? Peki, yazın zaten son derece az akan suyun % 10’nunu hesaplamışlar mı? Kaç milim kalınlığında bir su olur acaba? Bunlara ben inanmıyorum.  Bu HES projeleri yapılırken toplam kar ve toplam zarar maalesef hesaplanmamıştır. Karadeniz Bölgesinde yapılacak 2000 adet HES’in enerjiye katkısı sadece . ya götürdükleri? Verdiği zarar! Bu nedenle köyümüz ve o derenin civarında bulunan diğer köyler hepimiz kaygı içindeyiz.

KÖY HALKI KÖYÜMÜZDE HES İSTEMİYOR!

Ben ve Köy halkı Köyümüzde HES istemiyoruz. Köyümüz “Eko Tarım” için çok elverişli bir toprağa ve iklime sahiptir. Suyumuz, toprağımız, çalışan insanımız her şeyimiz var. Devlet bize bu konuda destek versin. Bizim bu konuda mucizeler yaratabilecek potansiyelimiz var. Bal üretimi, hayvancılık, tarım her şey aynı anda yapılabilir. Yeter ki bize Pazar oluşturulsun. Yeter ki bize güvenilsin.

 SU SAVAŞLARINDAN BAHSEDİLDİĞİ BİR DÖNEMDEYİZ!

Bugün dünyada su bitiyor. Dünyanın en kıymetli değeridir su. Bilim adamları gelecek savaşların su yüzünden çıkacağını açık bir dille söylüyor. Tam bu söylemlerin akabinde derelerimiz elimizden çıkıyor. Bir santralde toplanıyor. Peki, bu dereleri kimler satın alıyor? Hangi şartlarda? Can suyu gerçekten inandırıcı bir çözüm mü, yoksa büyük bir aldatmaca mıdır? Bu şirketlerin arkasında yabancı sermayenin olmadığını söyleyebilir miyiz? Hes’lerin gerçek sahibi kim? Devlet mi, yoksa başkaları mı? Yerli işadamları mı yabancı para baronları mı? Hiç bir şeyi net olarak bilmiyoruz. Bildiğimiz ve gördüğümüz tek şey Artvin’in delik deşik olduğu, Bu Hes’lerden ötürü Artvinlinin hızla göç ettiğidir. Adeta adı açıklanmayan, tanımlanamayan zorunlu bir göçe tabi tutulduğudur. Barajların inşaatları 1998 ‘de başladı. Sözde bu inşaatların sayesinde Artvin’e geriye göç olacaktı. 10 yılda 35 bin kişi Artvin’i terk etti. Şimdi de köyler terk ettirilmek isteniyor.

Ben Aşağı Irmaklar Köyü halkı adına şunu söylüyorum. Biz 6 Kasımda ölçüm için gelenlere gerekenleri söyledik. Bundan sonra da söyleyeceğiz. Biz suyumuzu kimseye vermeyeceğiz. Gerekirse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne de gideceğiz. Deremizi korumak için ne gerekiyorsa hangi yol kullanılacaksa hepsini kullanacağımızı iletmek istiyorum.

 

Hisarlı Köyü Muhtarı Hüsnü Altun Aşağı Irmaklar Köyü Muhtarı Ümit Çelik’in söylediklerinin hepsinin altına gözleri kapalı olarak canı gönülden katıldığını ve altına imzasını attığını söyleyerek şunları dile getirdi:

 TÜM DERELER BİRİLERİNİN AMBARAINA AKITILIYOR!

“Artvin’de yapılan HES’lerin sayısı 169 civarında. Şimdi bize her yatırıma karşı çıkanlar diye ad veriyorlar, isim takıyorlar. Biz neden güzel olan şeylere karşı çıkalım ki? Bu HES’lerin özellikle köyümüzde yapılması düşünülen HES inşaatının köylerimize ciddi zararlar vereceğini görüyoruz. Bunu görmemek için ancak doğuştan kör olmanız gerekiyor. Şimdi biz geleceğimizi tehdit eden bu inşaatlara karşı çıkınca her şeye karşı çıkan olarak adlandırılmamız bizi üzüyor. Artvin’in diğer HES inşaatlarını gezin, görün, suların nasıl bir dağ tünelleri ile kontrol altına alınıp, bir ambara (!) akıtıldığını.

 BİZİM BURADAKİ KARIMIZ NEDİR?

Köylünün bundan karı nedir? Elektriği bedava mı kullanacak? Oradan Köylüye yüzde bilmem kaç pay mı veriliyor? Yani bizim kazancımız nedir? Bunun nemasını kim ya da kimler yiyecek? Devletimize gitse” amenna” deriz. Devlet millet demek, Millet devlet. Ama burada durum böyle değil!

Bende Hisarlı Köyü muhtarı olarak Tıpkı Aşağı Irmaklar Köyü muhtar arkadaşım Ümit Çelik gibi köyümüz civarına yapılması düşünülen HES’e şimdiden karşı olduğumuzu haklarımızı sonuna kadar korumak için mücadele edeceğimizi tüm kamuoyuna duyuruyoruz”