Untitled


   
 
  ŞİİR VE ANILAR PAYLAŞIM
Paylaş ***

 
GÜL BAHÇESİ 
Gül dalından diken seçtinmi
yol bulup geçtinmi 
Bir kalp vardırki
Kırmadan geçtinmi
 
Bahçe içinde çiçekler
Etrafında mor menkşeler
Gül gibi kokar çiçekler
Gül koparmadan geçtinmi
 
Bahar gelince açarsın
Etrafına koku saçarsın
El deymeden koparsın
Gül koklamadan geçtinmi
 
Sapona rahim derki aylar yıllar geçer
Nice ömürler böyle kopar geçer
Bir gönlün gülü vardırki
El tutmadan gelip geçer
 
8.1.2011
Rahim GÜNAL
AŞAĞI IRMAKLAR KÖYÜ




* Bu şiirde; iki insanın gerçekten çok sevdikleri, doğup büyüdükleri köylerinin sosyal, kültürel, ekonomik, moral, insanlık ve ahlaki açıdan çöküşüne tanık olmaları sonucu dile getirdikleri duygularını bulacaksınız. Buna “kara mizah” örneği olarak da bakabilirsiniz. *
 
Samısgar’a Serzeniş
Köy belledim yurt belledim ben seni
Herkes senden kaçmış yüzün kurusun
Selamsız sabahsız koydun sen beni
Samsgarca da olan sözün kurusun 
 
Bağların var idi gonca gül gibi
Kızların var idi servi dal gibi
Al dudaklar od görmamiş bal gibi
Fitne fesat olmuş dilin kurusun
 
İki komşu bir araya gelemez
Doğruyu bulup ta karar veremez
Fesatlıktan doğru sözü duyamaz
İçini dolduran kurdun kurusun
 
Çoğusu terk etmiş dönmez geriye
Geride kalanlar dönmüş periye
Tarlalar donanmış kara çalıyla
Acıdır dikenin dalın kurusun
 
Devlet getirmiştir içme suyunu   
Hiç bilmeden Samsgarlı’nın huyunu
Tarlaya akıtır halkın suyunu
İnsanlıktan çıkmış soyun kurusun
                                                       
Bunca yıldır sana değer vermiştim
Özüm, atam dedem sende demiştim
Bilbilan’ı Çonat’ını sevmiştim
Gidensiz gelensiz yolun kurusun
 
Bin bir türlü fesat sarmış içini
Görünmez hallere sokmuş yüzünü
Ondandır ki bırakmışım peşini
Fesatlık kaynağın selin kurusun
 
En güzel şiiri sana yazmıştım
Güzelliğin yüreğime kazmıştım
Sana gelmeyene içten kızmıştım
Sevgiyi yok eden huyun kurusun
 
Hani nerde gelinlerin kızların
Ötmez oldu çalınmıyor sazların
Cıvıl cıvıl çocuk sesli yazların
Olmayınca bunlar kökün kurusun
 
Komşuluk insanlık yok olup gitmiş
Sevginin yerine kötülük gelmiş  
Aksakal kardeşler böyle demiştir
Sevgiye uzanan dilin kurusun
 
Nuri ve Selim Aksakal kardeşlerden
 
Değerli sanatseverler, şiirdeki serzenişi paylaşıcı veya eleştirici gözle duygularınızı şiirin devamı olarak, şiirdeki ölçüleri kullanarak yazabilirsiniz. Bu şiirle amacımız Samsgar’daki çöküş ve güzelliklerin yok oluşunu şair ve sanatçı gözüyle görüp  kaydetmektir.


Yöre: Artvin – Ardanuç- Aşağıırmaklar 
Kaynak: Hatice Aksakal-Savaş
Baba Adı: Mollabey Savaş
Anne Adı: Dilfez Savaş-Keskin
Derleyen: Selim Aksakal
 
Kaynak kişi hakkında özet bilgi: 1927 yılında Aşağıırmaklar’da doğdu. Bir ay gibi bir süre Aşağıırmaklar Camili Bölge okulunda öğrenim gördü ve okuryazar oldu. Hatice Hanım 1942 yılında aynı köyden Servet Aksakal ile evlendi. Altı çocuk annesi oldu. Gençlik yıllarında Aşağıırmaklar köyünün “fahri” bayan terziliğini yaptı. Bölgeye ait geleneksel bayan kıyafetlerini dikip, genç kızları ve gelinlerinin düğünde bayramda bezenip, görkemli olmalarına katkıda bulunurdu. Gen kızlığında iyi at biner, düğünlerde “pancarcı şenliklerinde” at koşusu yarışmalarını genellikle önde bitirirdi.
Güzel ve öz söz etmeden hoşlanır, sohbetleri arasına belleğindeki manilerini ustaca serpiştirerek sohbete özel bir anlam kazandırırdı. Hatice Hanımın yüz civarındaki manileri oğlu Nuri Aksakal tarafından derlenmiş olup  korunmaktadır. Hatice Hanım 10 ekim 2008 tarihinde vefat etmiştir. Hatice Hanımın anısına: “OĞLAN VALAMI VALAMI” türküsü.
Türkünün hikayesi: Bir zamanlar, köyün birinde bir ağa varmış. Ağa da ne ağaymış. Mal mülk, şan şöhret sahibi, astığı astık kestiği kestik güçlü bir ağa imiş. Bu ağanın dillere destan, güzel mi güzel birde kızı varmış. Köydeki delikanlılardan ağanın güzel kızına hayran olamayan yokmuş. Yokmuş yok olmamsına da, ağanın korkusundan delikanlılar ağanın kızına bakmaya bile cesaret edemezlermiş. Bırak bakmasını, tarafından bile geçmezlermiş. Ağanın güzel kızı bir gün pınardan su almaya gider. Pınara vardığında pınar başında koyunlarına su içirmek için gelmiş olan köyün gençlerinden bir delikanlı ile karşılaşır. Ağanın kızını yakından gören delikanlı,  kızın güzelliği karşısında büyülenip kalır. Öylesine büyülenir ki, delikanlı kızın  başından “valasını” (başörtüsünü) kapmaya niyetlenir. Geleneklere göre genç bir kızın valasını almak o kıza talip olmak, onunla evlenmek istemesi anlamına gelmektedir. Vala aynı zaman da genç kızın temizliğini, masumiyetinin bir simgesidir. Kızın başından valasını almak, valası alınan kızın artık namusunun valasını alana ait olduğu anlamına da gelmektedir. Delikanlı pınar başında Ağa Kızının valasını başından çekip alır ve cebine koyar. Bunun üzerine valasız kalan ağa kızı,  namusunu kurtarma (valasını geri alma) amacıyla delikanlıya şu türküyü yakar.
 
Benim valam üç kulaçtur
Alda boynuma tolaştur
Babam duymadan ulaştur
Oğlan valamı valamı
Getur valamı valamı
Soğra çekarsın belamı
 
Benim babam cin peridur
Akan suları kurudur
Seni zindanda çurudur
Oğlan valamı valamı
Getur valamı valamı
Soğra çekarsın belamı
 
Benim valam bir gül idi
Otuşan bir bülbül idi
Dağdaki bir sümbül idi
Oğlan valamı valamı
Getur valamı valamı
Soğra çekarsın belamı
 
Benim valam oyalidur
Sarılara boyalidur
Sırma saça tayalidur
Oğlan valamı valamı
Getur valamı valamı
Soğra çekarsın belamı
 
Kızın bu serzenişine dayanamayan delikanlı, kızın valasını geri verir. Delikanlının bu saygın davranışından etkilenen ağa kızı bu delikanlıya sırılsıklam aşık olur. Kızın aşkı o denli yücedir ki, cesaret edip Ağa babasının huzuruna çıkıp bu delikanlıya gönlünü kaptırdığını söyler. Ağa da kızının aşık olduğu bu delikanlıyı huzuruna çağırtıp ona kızının isteğini açıklar. Cesur delikanlı aşkının verdiği kuvvetle Ağaya kızını sevdiğini ve onunla evlenmek istediğini söyler. Ağa köye haber salar, toy düğün kurulur. Kırk gün kırk gece yenilir, içilir ve eğlenilir. Ağa kızı ve cesaretli “oğlan” , uzun ve mutlu bir hayat sürdükleri hep anlatılagelmiştir.
 
Derleyenden not: Bu türkü ve türkü hikayesini ben rahmetli annemden dinlediğim haliyle aktarmışımdır. Türkü yalnızca Aşağıırmaklar bölgesinde bilinip ve “Samsgar” şivesiyle bilindiğinden türkü ve hikaye Aşağıırmaklar (Samsgar) yöresine aittir.  Selim Aksakal





BİZLER VARIZ KÖYÜM

Pırıl pırıl akar suları,
Serin serin eser rüzgarı,
Kürdevandan alır haberi,
Sahipsiz kalmamışsın köyüm.

Köyümün adı üç Irmaklar,
Etrafında on iki köy var,
Her birinin güvencesi var,
Sahipsiz kalmamışsın köyüm.

Toprağına taşına diyecek yoktur,
Gelip çalışacak olanlar çoktur,
Sularından vazgeçmek yoktur,
Sahipsiz kalmamışsın köyüm.

Sabah eser serin rüzgarların,
Tan ağarmadan gezer insanların,
Soğuk soğuk akar suların ,
Sahipsiz kalmamışsın köyüm.

Sapona Rahim yazdın şiirini,
Akan sularında direnişini,
Atalarımın özgüvencesi,
Sahipsiz kalmamışsın köyüm.

19.01.2010
Rahim GÜNAL





 
BİLBİLAN YAYLASI

Yüksekliğine değer biçilmez,
Üstünden duman eksilmez,
Yeşilliğinden vazgeçilmez,
Virane kalmış yaylalar Bilbilan.

Duman çökmüş tepelerine,
Yol seçmek için bakarlar tikmelerine,
Güçlüklerle inerdik yaylalarına,
Virane kalmış yaylalar Bilbilan.

Kara göllere varmadan,
Tikmeleri, ziyareti görmeden,
Soğuk sularını içip doymadan,
Virane kalmış yaylalar Bilbilan.

Yaylalar üstünde ziyaret,
Mal, davar karışırdı elbet,
Çobanlarla kopardı kıyamet,
Virane kalmış yaylalar Bilbilan.

Yaylaların önünde coçlar,
Camuşlarda orda otlar,
Kotiklarıda analarını maçlar,
Virane kalmış yaylalar Bilbilan.

Yaylalarda tüterdi duman,
Peyniri,yağı pek yaman,
Şaşortlarda bıkardı aman,
Virane kalmış yaylalar Bilbilan.

Sapona Rahim yeter bu kadar,
Aşağı-yukarı köyü Irmaklar,
Etrafında vardı yaylalar,
Virane kalmış yaylalar Bilbilan.

13.01.2010
Rahim GÜNAL





GEÇMİŞE HASRET (ANILAR)

Başın dişin ağırır idi
Evde oda oda dönerdin
Sapona Osman Hocaya
Değirmende diş çektirdiğini unuttun mu?

Osman Nuri amca diril satardı
Servet Aksakal şal pantolan,
Nevzat amca diril gömlek dikerdi,
Sen bunları unuttun mu?

Deli Ömer amcayı unutmayalım,
Ocakta balta, kazmayı yaktırmayalım,
Şamatasına kulak vermeyelim,
Öküzleri çaktırdığını unuttun mu?

Çisha İsmail amca,Dilfez yenga,
Yolcusunu, eşyasını
Yaz-kış çekerdi milletin kahrını,
İçirdiği çayları unuttun mu?

Köy olur da at olmaz mı?
Eğer, dizgin kopmaz mı?
Abdullahgilin Ömer amcaya
Bunları diktirdiğini unuttun mu?

Bahar gelir, yaz gelir,
Tarla, çayır bol gelir,
Uzun Mehmet amca
Dokuz nolu tırpan sallardı unuttun mu?

Koyun vardı, kuzu vardı, yün vardı,
Bunlardan şal, cecim dokunacaktı,
Yamakgilin Dursun amca
Tarak yapardı unuttun mu?

Telefon yok, yol yok,
Gelen gidenden haber yok,
Ali Efendi Hocanın bataryalı radyosundan
Haber dinlediğini unuttun mu?

Geceler uzun uzun bitmez idi,
Kaşık kaşık yağ toplamazmıydın,
Corikanada harfana,
Yaptığını unuttun mu?

Vehbat ile Darisman değirmenleri var idi,
Mısır, buğday dolu idi,
Saponagilin değirmende
Kavut öğüttüğünü unuttun mu?

Biraz da gidelim dağlara,
Verane olmuş yaylalara,
Bakın Peglardaki taşlara,
Boncukludan su içtiğini unuttun mu?

Yayla yüksek, orman yok,
Giderdin Heva boğazına,
Boyun boyun tomruk getirirdin,
Yaylanın başında çaha yaptığını unuttun mu?

Sıra taşlarda öküz yatağı,
Karavat, Eğri punğar dahil,
Düz dağda beş çoban öküz otlatırdı,
Sen bunları unuttun mu?

Sapona Rahim fazla derine dalma,
Gurbettekilerini ağlatma,
Köyde nüfus kalmamış,
Bunları bizlere hatırlatma.

Sapona Rahim GÜNAL     24 kasım 2009
Aşağıırmaklar Köyü
ARDANUÇ


 
UNUTAMAM KÖY HALİNİ
Yine geldi köyüme bahar
Etrafında sular çağlar
Analar kızlar hep ağlar
Mazısı kırılmış arabadan ne haber
 
Gidenler geri dönmemiş
Duman tutmıyan ev çoğalmış
Konu komşu hiç kalmamış
Elekleri çürümüş tığ makinesinden ne haber
 
Dere boyu değirmenler
Hep sıra sıra dönerler
İçinde buğday mısır inler
Kapıdan asılı koddan ne haber
 
Tarlalar çiftle öküzle sürülür
Her birine emek teri dökülür
Buğday mısırdan önce biçilir
Harmandaki gemiden ne haber
 
Saman savrulur ekin olur 
Tahıl buğday bol olur
Elek kalburdan sel olur
Beli eğri nineden ne haber
 
Mahalle ortasında akar çeşme 
Yorgun deyilsen su içmeden geçme
Bakır güğümlerden vaz geçme
Köyün gelinlerinden ne haber
 
Sapona rahim çok bilrsin bunları
Bizler unutmamışız onları
Köyün çok olurdu geleni gideni
Ağaç kaşık yapan ustalardan ne haber
20/11/2010
Rahim Günal 
A.ırmaklar 
 
KÖYÜMÜN HALKI
Sapona osman hoca köyde imam idi
Bertaligilin Eşref emi mezinlik ederdi
Omargilin Hakkı emi kamet getirirdi
Köyümün halkından ne haber
 
Çafsangilin Haşim emi 
Deli ömer emi ile şakalşırdı
Muhtar gilin Sadık emi ile toklaşırdı
Köyümün halkından ne haber
 
Osman hoca gilin Servet emi terziydi
Şirnargilin Nevzat emi gömlek dikerdi
Omar gilin Ahmet emi çarık dikerdi
Köyümün halkından ne haber
 
Vedigilin Ahmet emi çaba gösterirdi
Omargilin Rıza emi yol gösterirdi
Kavazgilin Mehmet emi diz boyu çorap çekerdi.
Köyümün halkından ne haber
 
Efendi gilin Ali emi sigara sarmazmıydı
Köyde duman tutmazmıydı
Kolcu Yusuf emi de tutmazmıydı
Köyümün halkından ne haber 
 
Vedigilin Harun emi gönye ile sap kırardı
Torungilin Servet emi de pek benzemezmiydi.
Yaramaz çocukalar da bozmazmıydı
Köyümün halkından ne haber
 
Çalmangilin Enver emi domruk yontardı
Bayraktargilin Kazım emi çirpi tutardı
Uzun Mehmet emi üstan hızar çekrdi
Köyümün halkından ne haber
 
Hacogilin Mehemt emi at binardi
Kam bur gilin Ahmet emi de yamandı
Ayvaz gilin Kazım hoca da imamdı
Köyümün halkından ne haber
 
Sapona rahim yeter bukadar
Köyde kalmış yaşlı ihtiyar
Neneler de pek ihtiyar
Köyümün halkından ne haber
17/11/2010
Rahim Günal A.ırmaklar







GELİN KAYNANA KAVGASI

  Gelin diye sana baktım
  Boğazına altın taktım
  Gelir gelmez hemen bıktım
  Cekilmiyor gelin derdi.

             Ne emin var nede dayın
             Bu evlerde yoktur payın
             Cok bozuktur ahlak huyun
             İstemiyom ben kaynana.

Fazlalaştı arttı derdim
Sanki gelin günü gördüm
Beşbinlira para verdim
Çekilmiyor gelin derdi.
           
             Ben gidersem gayri salın
             Mecburidir,gelin alın
             Başın yesin malın mülkün
             İstemiyom ben kaynana.

Gelin diye,boun sevdim
Ona buna seni övdüm
Saçım yoldum,dizim dövdüm
Çekilmiyor gelin derdi.

            Dayanılmaz özüm mü var
            Sana kötü sözüm mü var
            Evinizde gözüm mü var
            İstemiyom ben kaynana.

Düşündüm derdine daldım
Eller gibi gelin aldım
Gayri ben geride kaldım 
Çekilmiyor gelin derdi.

             İyi demedin beni yedin
            Sırlarımı yere serdin
            Çekilmiyor senin derdin
            İstemiyom ben kaynana.

Çifti sürdüm ekin ektim
Bu evlere emek çektim
Gelin günü görecektim 
Çekilmiyor gelin derdi.

           Birbirinden ayrılmalı
           Kaynanayı kayırmalı
           Destan yazıp duyurmalı
           Çekilmiyor gelin derdi.

                          15/06/1964 Pazartesi günü yazılmış
                          YAZAN:Şaip GÜNEŞ Aşağıırmaklar Köyü'nden
 

Paylaşım için Tahsin Güneş 'e teşekkür ederiz






IRMAKLAR BÖLGESİ
 
Kullanıcı adı:
Şifre:
İŞTARSAN BEGANMA :(
 
YAŞAMA DAİR HERŞEY
 






NELER YAPILABİLİR
 
DOĞA YÜRÜYÜŞÜ , KIŞIN kayak, YAZIN BOL BOL Oksijen ALINIR , ÇAM SAKIZI TOPLAYABİLİRSİNİZ MALİSUKANDA GUSNİYA PINARIN DAN SOĞUK SU İÇEBİLİRSİNİZ . SAMUSHAR Tarihi AHŞAP EVLERİNDE KONAKLAYABİLİRSİNİZ . Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol